Yazıdaki asılsız iddiaları ciddiye almak, daha meslek hayatının başındaki öğretmenlere; kendine güveni olmayan, nerede ne yapacağını bilemeyen, özgün duruşunu, iradesini ortaya koyamayan, kendileri ile ilgili karar alma becerisi olmayan kişi olarak baktığını kabul etmek değil de nedir?
Öğretim yılının sonuna yaklaşırken, çok önemli sınavların yapıldığı, yılsonu etkinliklerinin sergilendiği bir dönemde, taşra teşkilatını gereksiz yazışmalarla meşgul eden bakanlık yetkilileri, ne yaptığının farkında mı acaba?
Bakanlığın bu duyarsızlığı, taşrada daha büyük yanlışlara sebep olmuştur. Sendikamıza, Eğitim-İş tarafından yöneltilen asılsız ithamların yer aldığı resmi yazılara imza atan taşra yöneticileri, mezkûr sendikanın bu saçma iddialarını doğru mu kabul ediyorlar? Bu durum, devlet ciddiyeti ile bağdaşıyor mu? Bu nevi gelen bütün yazılar, içeriğine hiç bakılmadan bir üst yazıyla alt birimlere gönderilir diye ferasetsiz yöneticiler için çıkarılmış bizim bilmediğimiz bir kanun maddesi mi vardır? Gelen yazıları okuyup içeriğine göre yetki kullanamayan basiretsiz yöneticiler, yarın herhangi bir sendikanın, yazı ekinde gönderdiği afişini bile bütün ülke genelinde imza karşılığı dağıtırlarsa şaşırmamak gerekir.
Eğitim-İş, eşit şartlarda sendikacılığı göze alamadığı için, devletin buyurgan gücüne dayanarak sendikacılık yapmayı tercih etmiştir. İş bilmeyen yöneticilerin gücünü kullanarak, sendikamız hakkında olumsuz bir algı oluşturma çabası içine girmiştir. Bükemediği bileği ısırmaya çalışmıştır. Meslek hayatının başındaki öğretmenlere, söyleyecek hiçbir sözünün olmadığını itiraf etmiştir. Korkuya ve iftiraya dayalı sendikacılık yaparak, eğitimcilerin gözünde küçülmüş olan bu sendika, alanda yaptığımız etkili sendikacılık karşısında ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Eğitim çalışanlarına rehber niteliğindeki öğretmenlik hatıralarının yer aldığı Kelebeğin Rüyası kitabını hediye etmemiz, aday öğretmenlere ‘sınava hazırlık kitabı’ hazırlayıp göndermemiz, görevde yükselme sınavlarına giren öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlayacak çalışmalar yapmamız, aday öğretmenleri çeşitli etkinliklerde buluşturarak onlara destek olmamız sendikacılık adına takdire şayan faaliyetlerdir. Yaptığımız bütün bu hizmetler karşılığında onların gönüllerini kazanmamızı korkuya bağlamak korkaklığın ta kendisidir.
Önüne gelen yazıyı okuma zahmetinde bulunmayan, inisiyatif kullanamayan, benden gitsin diye bir üst yazıyla sorumluluğu başkalarına atan yönetici modeli, bakanlığı daha çok düzeltme yazısı yazmak zorunda bırakır. Böyle bir fırsatı eline geçirmiş alt kademedeki bazı art niyetli işgüzarlar da okullara baskın yaparak ifade alma aşamasına geçer. Yazılarında, alt kademenin uyarılmasını talep eden Eğitim-İş yetkilileri bile, ülke genelinde soruşturmaya dönen bakanlık uygulamasını görünce, buna sebep olan yetkililere gülmüşlerdir herhalde. Hâlbuki onlar, 15 Mayıs’a giderken basit bir algı oluşturmayı amaçlamışlardı. Aklını başına almayan bakanlık, daha çok posta olarak kullanılır.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı
Sitemizde yer alan her türlü bilgi, belge, doküman ve görselin yasal hakları sahiplerine, kamu7.com imzalı haber ve makaleler tarafımıza aittir. İzin almak ve kaynak göstermek suretiyle makale ve haberler kullanılabilir. Ancak ileride doğabilecek yasal sorunlardan kamu7.com sitesi yapımcıları ve yöneticileri mesul tutulamaz.
© 2014 KAMU7.COM